Laodikya, Asya ıli’ndeki yedi kilisenin içinde bulunduğu şehirler arasında bankacılığı, kumaş ticareti, göz merhemi üretimi ve tıp fakültesiyle ün salmış zengin bir şehirdi. Bu şehir, su yetersizliğinden dolayı termallerden suyu şeh-re getiren kanallar yaparak, sıcak olan suların ılıklaşmalarına neden olmuştur. Laodikya kilisesi de şehre getirilen bu ılık su gibi tadını yitirmişti. İsa’nın ayetlerdeki kimliği: 15, 16. ayetler: Rab ılık olandan nefret etmektedir. Laodikya kilisesi de tıpkı ılık su gibi kusma duygusu veriyordu. Rab, kendisini bütün yüreğiyle değil, yüzeysel olarak izleyenlerden nefret etmektedir. Rab’be ve O’nun kilisesine adanışım bu sular gibi ılık mı? 18-21. ayetler: İsa, sabırla yüreğimizin kapısında durup bizimle bize sağlayabileceklerini paylaşmak için bekliyor. O, Laodikya kilisesindeki imanlıların yüreklerinin kapılarını çaldı, ama onlar dünyasal işlere o kadar dalmışlardı ki, O’nu yaşamlarının dışında bıraktılar. Yaşamımı değiştirmeye gelen İsa’dan kaçmaya çalışmıyor muyum? Rab’bin sesini işittiğimizde, O’nunla ilişkimizi yenileyip Tanrı’nın tahtına birlikte oturma yüceliğine erişmek istiyor muyuz? Yüreğimizin kapısını O’na sürekli açık tutalım. Bana hangi öğütler verilmektedir? 17. ayet: Laodikya kilisesi kendi sözlüğünde “yetersiz” kelimesinin bulunmadığını düşünmüş olabilir. Ama gerçekte ruhsal açıdan çok yoksul ve zavallı durumdaydı. Bazı kişiler zenginliği Tanrı’nın verdiği bereketin bir işa-reti olarak düşünürler. Ama ne kadar büyük bir zenginliğe sahip olunursa olunsun, İsa’yla diri bir ilişki yoksa hiçbir şeye sahip olunmamıştır. Laodikya kilisesi kendi durumunu açıkça göremiyordu. Ruhsal durumlarının ne kadar kötü olduğunun farkında bile olmadan, “Bu kadar yeter” demeleri, kilisenin kritik bir dönemde olduğunu göstermektedir. Ben ve katıldığım kilise, ruhsal durumumuzu biliyor muyuz? Dua: Rab, seninle olan ilişkimi yenile. |