1.Selanikliler 5:1-11
1 Kardeşler, bu olayların zaman ve tarihlerine dair size yazmaya gerek yoktur.
2 Çünkü siz de çok iyi bilirsiniz ki, Rab'bin günü, gece hırsız nasıl gelirse öyle gelecektir.
3 ınsanlar, «Her şey esenlik ve güvenlikte» dedikleri bir anda, gebe kadının sancılarının aniden bastırması gibi, ani bir yıkıma uğrayacak ve asla kaçamayacaklar.
4 Ama kardeşler, siz karanlıkta değilsiniz ki, o gün sizi hırsız gibi yakalasın.
5 Siz hepiniz ışığın oğulları, gündüzün oğullarısınız. Geceye ya da karanlığa ait değiliz.
6 Öyleyse başkaları gibi uyumayalım, ayık ve uyanık olalım.
7 Çünkü uyuyanlar gece uyurlar, sarhoş olanlar da gece sarhoş olurlar.
8 Gündüze ait olan bizler ise, iman ve sevgi zırhını kuşanıp başımıza miğfer olarak kurtuluş ümidini giyerek ayık kalalım.
9 Çünkü Tanrı bizi gazaba uğrayalım diye değil, Rabbimiz İsa Mesih aracılığıyla kurtuluşa kavuşalım diye belirledi.
10 Mesih bizim için öldü; öyle ki, ister diri ister ölmüş olalım, O'nunla birlikte yaşayalım.
11 Bunun için şimdi de yaptığınız gibi, birbirinizi yüreklendirip birbirinizi ruhça geliştirin.
Rab’bin Gelişini Hazırlayan Bir Yaşam
Eski Antlaşma’da “Rab’bin günü” kötülük yapanların yargılanacağı ve Tanrı’nın halkının kurtarılacağı gün olarak anlatılır. Bu sözler İsa’nın tekrar gelişiyle tamamlanacaktır. Pavlus, ansızın gelecek olan o günü hazırlayan bir yaşam sürmeleri için Selanikliler’e öğüt vermektedir.
Tanrı’nın ayetlerdeki kimliği:
1-3. ayetler: “Rab’bin günü” bir hırsızın gelişi veya gebe bir kadının birden sancılanması gibi ansızın gelecektir. O sıralarda imanlılar arasında, Rab’bin gününün gecikme nedeni ve geleceği tarih konusunda bir kargaşa yaşanmış olabilir. Selanikliler bunları daha önce Pavlus’tan öğrendikleri halde, yine de şüpheleri vardı. Ama o günün geldiğini herkes açıkça anlayacaktır. Bizim yapmamız gerekense, o günle ilgili bilgi toplamaktan çok, o günün geleceğine inanıp hazırlanmamızdır. Bugünün, o gün olabileceğini düşünerek hazırlıklı olmalıyız.
9, 10. ayetler: Tanrı, Kendisiyle birlikte yaşamamız için, Kendi Oğlu’nu ölüme teslim etti ve bizi kurtardı. Bu nedenle Rab’bin günü bizim için korkulacak bir gün olmayacaktır. O gün, eşini heyecanla bekleyen gelinin sevinç dolu kavuşma günü gibi olacaktır. Bu umutla Rab’bi bekliyor muyum? Yoksa Rab’bin gününün gecikmesini mi istiyorum?
Bana hangi öğütler verilmektedir?
4, 5. ayetler: Işıkta yaşayanlar için Rab’bin günü, hırsızın geldiği gibi gelmeyecek, Rab’bin çocukları hiçbir şey gizlemeden O’nu karşılayacaklardır. Onlar için Rab’bin günü, ne korkacakları ne de hayrete düşecekleri bir gün olacak! Geceye mi aitim, yoksa gündüze mi?
6-8. ayetler: Karanlıkta olanlar sarhoş olur ve uyurlar. Ama ışığa ait olanlar ayık ve uyanıktırlar. Ayık ve uyanık olarak yaşamak; Rab’bin gelişine inanarak, yalnız kendisi için değil, başkaları için de sevgiye dayanarak emek vermek ve kurtuluş gününü umutla beklemektir. Rab’bin gününü bekleyen biri olduğumu, yukarıda söz edilen yaşantı şekliyle gösteriyor muyum?
11. ayet: Pavlus, “Birbirinizi yüreklendirip ruhça geliştirin” diyor. Bu ifade, “Her şey esenlik ve güvenlik içinde” diyerek uyuyanları ve sarhoş olanları uyandırıp, ayık ve uyanık bir yaşam sürmeleri için yol göstermemiz gerektiği anlamına gelir. Çevremde uyandırıp yol göstermem gereken biri var mı?
Dua: Ya Rab, gizli kalmış karanlık yönlerimi bana göster, çünkü ışıkta ve uyanık olmak istiyorum.
|